Yok oğlum

Kategori: 02-Şiirler, Yasir Yılmaz | 0

yok oğlum.
eskiler yok artık.

modası geçmiş iki aşığı satra konuk etsen ilkel kaçıyor.
paydaya pay bırakmayacak şekilde bitirmişler bizlerin hevesini.
kimsek o olamamışız. olmak istediğimizi oldurmamışlar.
sahte bir kimliğe büründürmüşler, biz gerçeklik algımızı kaybetmişiz.
eskilere gıpta etmişiz, ama özenmemişiz.
boydan boya sahteliğin içinde kendimizi özgün sanmışız.
olsun… biz kendimizi özgür sayacak kadar yüce gönüllüymüşüz dört duvar içinde.

yokum oğlum.
yokum bu sevda mücadeleleri sadece mutlu bir ölüm içinse.
keza bir kez ölmek Allah’a, bin kez ölmekten daha yücedir gönlümce.

11 Ekim 2014 Cumartesi

Yasir Yılmaz

Senfoni I

Kategori: 02-Şiirler, Yasir Yılmaz | 0

misillenmiş bir karanlık söz konusu.

birkaç senfoni var aklıma takılan.
adı tebessümden ziyade;
kavgalarla geçen bir zaman zayiatını takiben,
anlaşılmaya tenezzül edilmemiş sözcükler ziyanı.
yeni, işini kolaylaştırır demişler. doğrudur.
ama kolay olunca anlamsızlaşır dememişler.
en güzel aşk zor olanmış demişler.
ama zorlaştırmanın manası yok dememişler, dimi?
sizin suçunuz değil oğlum…
onlar dememişler.

12 Mayıs 2014 Pazartesi

Yasir Yılmaz

Sevmişcesine

Kategori: 02-Şiirler, Yasir Yılmaz | 0

Nerden geldin ki yol nereye çocuk? Ayakların şişmiş yürümekten.
Bir bak etrafına durup. Geride neler bıraktın veyahut neler bekliyor iki adım ötende?
Asrın verdiklerinden midir nedir, bir garip bakıyorsun. Bir aşık bakıyorsun yine.
Bilirim sevmezsin baharı ama bahar düşmüş kirpiklerine sanki. Bir yeşillenmiş hayatın.
Yine de o kadar şanssızsın ki hainlerin bol olduğu bir dönemde doğdun.
Ve yine de o kadar şanslısın ki bu kadar kötülüğün içinde iyilere tutuldun,
O kadar şansa rağmen.
Ve o kadar ihtimale rağmen gittin ihtimallerin en güzeline vuruldun,
O kadar çirkine ibreten.
Bir Ahmet Kaya özlemiyle biraz, biraz Mustafa Kemal milliyetçiliğiyle sevdin.
Yürek dayanmaz ya bu sevdaya…
Bir vatan sevdin kan topraklı, birde toprağından çıkanı.
Yaradan bilir ya en iyi sevmeyi ve sevilmeyi…
Ne lütuftur bildiğini öğretmesi ki karşında aşk kanlı canlı öylemesine.
Millet dercesine… Dik durup eğilmemişcesine…

17 Nisan 2014 Perşembe

Yasir Yılmaz

Birileri gelip gitti

Kategori: 03-Yazılar, Yasir Yılmaz | 0

Bir nur yar edildi daha yaratılmamış insanoğluna.
Sonra insan yaratıldı. Huzura davet edildi. Bak dendi nura, sen bu nurun yüzü suyu hürmetine yaratıldın. Okudu Adem nuru, Ya Muhammed dedi.
Akabinde cenneti tasvir etti gözleri. Her şey vadedilmedi, verildi. Bir ağaç işaret edildi, meyvesi caiz edilmedi. Bir gün yasak unutuldu ve çiğnendi.
Nefis ya…
İnsan yaratıldı. Sonra hata yaptı.

Bir bebek dünyaya geldi antik kentin fethiyesinde. Annesini ve çiftçi babasını alıp frigya’ya yol aldı bir zaman. Kaderin cilvesi, halk ölen kralın yerine geçecek olan kişinin şehre arabayla ilk giren kişidir kararı almıştı. Genç, kral, adı Midas oldu. Servete doymadı. Tanrılarından ilahi bir güç istedi. Dokunduğu altın olmaya başladı, kızına dokundu.
Nefis ya…
İnsan yetinmedi. Sonra hata yaptı.

Bir çocuk büyüdü arap topraklarında. İlim aldı okulda. Aşkı gördü ardından. Kays idi adı. Kavuşamadı sevdaya, mecnun oldu. Alim değil, aşık oldu. Acısından çöle düştü, hayvanlara arkadaş oldu. İçine çekilmekten Allah’a yakın, maddeye ırak oldu. Leyla geldi, tanımaz oldu. Leyla öldü, ağlar oldu. Yakardı canını iade için, duası kabul oldu. Öldü ve leylasına kavuştu.
Aşk ya…
İnsan sevdalandı. Ama ilk kez hata yapmadı.

5 Mart 2014 Çarşamba

Yasir Yılmaz

Merhaba çocuk,

Kategori: 03-Yazılar, Yasir Yılmaz | 0

Bu görüşmelerimiz gittikçe azalıyor sebepsiz. Ne sen yatağından kalkıp uğruyorsun ne de ben aklına misafir olmaya tenezzül ediyorum. Bir kelam hatır vardır elbet yazılmış onca satırda, he… yok mudur? Bir iki sırrın belini kırarız yine. Derdine karşın bir deri koltuk sereriz kağıtlara, oturur anlatırsın buluruz dermanını.
Senden 13 sene sonra doğdum, buna rağmen büyüğüm senden be çocuk. Olgunluğunu bana yaza yaza, sen eksildin. Çocuklar aptal olur derler. Çocuklaşmışsın soğuk çölün çekirgesinin bana fısıldadığına göre. Bilirsin neden bahsettiğimi. Seçimlerin diyelim. Doğru ama bir o kadar da yanlış seçimler. Belli hayata seçmek için gelmediğin.  Bu denli kararsızlık yüklü göz altların bunu bağırıyor aynalara geçen günlerince.
17 senedir şiş, uzun kirpikleriyle kara gözlerin…
Değdiği gözleri tökezletti ve takılı kalanları örseledi kurşunlarla.
Söz deyimi bir hançer darbesiyle dünya gözüne zindan oldu büyülü yıprattığı özlemi.
Özveriyle yırtılan sahipsiz ağıtlar ve isimsiz mermerler başında kelamsız dudaklar… Hayallere ziyaret edecek bir gelecek değil, değil mi? O zaman topla beynini çocuk. Sen susma, kelam et. Anlayamayacakları her kelama katip ol. Kitap oku, okut. Yaz, çiz, boya. Gez, koş, dolaş. Önce her daim insan ol. İnsan ol ki hatırla imtihanı yoksa ölüme tükenen zamanın içinde kaybolursun.
Terk olsana insanlara. Bir ömür tatile çıkalım. Deniz sana ilham olur, alır beni yazarsın müsveddelerini.
Yıllar geçer, tenimize vurup giden dalgalara son bir eda ederiz. Temize çekip bir gülümser ve müsveddelere son bir kez veda ederiz.
Akabinde o çok övdükleri Azrail’i çay yudumu ile karşılar, ilk ve son kez bir selam ederiz.
Sonra da çeker gideriz.

– Kağıda mensur kalemin.

13 Şubat 2014 Perşembe

Yasir Yılmaz